BriçBank - Editör'ün Yazıları

Ana Sayfa		Ana Sayfa
Editör'ün Yazıları - 6

Önceki Yazı

İstanbul, 16 Nisan 2002

Anılar(3) - 1991 Açık Milli Takım Seçmesi

Merhaba,
Üniversiteden mezun olup, askere gitmek için başvurmuştum. Askerlik için 2 yıl sonrasına gün verildiği için bir işe girerek çalışma hayatına atılmıştım. Bir önceki yıldaki fiyakalı başarımızdan sonra tekrar Süleyman Kolata ile oynuyorduk. Takımın diğer ayağı Faik Falay-Orhan Ekinci idi ve beşinci oyuncu olarak Hüseyin Cesur alınmıştı. İstanbul Açık Dörtlü eleme grubunda hala kırılamayan bir rekorla 11 maçta 24.5 ortalama tutturmuştuk. İlk 9 maçta 25 aldıktan sonra 10. maçta üniversiteden arkadaşlarımın kurduğu bir takımdan 23 aldığımızı ve hiç sevinmediğimizi, hatta üzüldüğümüzü hatırlıyorum. Rakip takım yenildiğinden ziyade bizim hiç sevinmeyişimize sinirlenmişti.
İstanbul Açık Dörtlü'nün finalinde de başarımızı sürdürerek rahat bir şampiyonluk kazandık. Tüm briççilerin ortak özelliği olan kendini olduğundan daha iyi görme durumu bizde artık had safhaya çıkmıştı. 1991 yılının başlarında Ankara'da Açık Milli Takım seçmesi düzenlenecekti. Aynı kadro seçmeye kayıt olduk ve kazanacağımızdan emindik. O zamanki kriterlere göre seribaşı seçilmiş ve ön eleme oynamadan finallere katılma hakkı kazanmıştık. Rakip takımları incelediğimizde ilginç bir ittifak ile karşılaştık. O zaman şimdikinden de daha küçük olan briç camiası için tam bir şok etkisi yaratan rakip takımın kadrosu şöyleydi : Nafiz Zorlu, Salvador Assael, Melih Özdil, Ata Aydın, Ahmet Dedehayır.
Birbiriyle kavgalı olan, birbirleri hakkında söylemediklerini bırakmayan bu kişiler nasıl olup da bir takımda toplandığını, hatta 1 yıl önce biribirlerine hakaretler savuran Ata Aydın ve Melih Özdil'in nasıl partner olduklarına bir türlü akıl erdiremiyorduk. Ahmet Dedehayır takımın sponsoruydu ve takımda pek oynamayacaktı. Milli olma şartlarını yerine getirmese de şampiyonaya gidebilmesi için federasyon gerekli onayı nasıl olsa verecekti. Yirmili yaşlarımızda milli olmamıza engel olmak için ittifak kurmuş olduklarını düşünüyor ve her yerde konuşuyorduk. Bireysel olarak iyi oyunculardan kurulmuş olan bu takımın kısa bir turnuva olan seçmeyi kazansalar bile uluslararası alanda uyumsuzluklarından dolayı başarılı olamayacağını düşünüyorduk.
Seçmeler başladı ve favori takımlar ilk turları kolayca geçip yarıfinale kaldılar. Seçmenin üçüncü favorisi de İnce takımıydı. M.Ali İnce, Mesut Karadeniz, Nezih Kubaç, Murat Kilercioğlu'dan oluşan İnce takımı ile yarıfinalde karşılaşacaktık. Diğer yarıfinalde ise Özdil takımının karşısına nispeten daha az kuvvetli olan Dörtkaş takımı çıktı. Zor geçmesi beklenen yarıfinalde beklenen olmadı ve erken fark attığımız maçı 85 imp farkla kazanıp finale çıkmayı başardık. Özdil ise Dörtkaş'ı daha da rahat 125 imp farkla yenerek finale çıktı. Final maçı 16 board'luk 8 devrede toplam 128 board üzerinden oyananacak ve 2 tam gün sürecekti. 1991'in flaş takımı Falay ile ittifak yapmış usta oyuncuların takımı Özdil'in beklenen final maçı yoğun seyirci önünde oynandı. Sabah devrelerinde bile masa etrafında 20'ye yakın seyirci oluyor, sonraki devrelerde seyirci sayısı 50'ye yaklaşıyordu.
Final maçının ilk devresine çıkmadan önce kaptanımız Faik Falay ile Ankara Briç kulübünün merdivenlerinde kısa bir konuşma yapmıştım. Bugün bile gözümün önünde olan bu konuşmayı sanırım Faik Falay da unutmamıştır. Kaptanıma bu maçın sonucu ne olursa olsun brici an azından bir süreliğine bırakacağımı söylemiştim. 24 yaşında 2 kere İstanbul 2 kere de Türkiye şampiyonu olmuş, 3 kere genç milli olmuş, gencecik bir briççi olarak, Özdil takımının bana çok anlamsız gelen bir ittifak ile biraraya gelmiş olmasını bana ve partnerim Süleyman Kolata'ya yapılmış büyük bir haksızlık olarak algılıyordum. Ayrıca rakibimizin maçı kazanması durumunda bile Avrupa Şampiyonası'na bu tertiple gidemeyeceğini, dolayısıyla yapılanın Türk Brici'ne de büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyordum. Bunları kaptanıma anlattım ve kendisine bu maçın banim için ne kadar önemli olduğunu söyledim, bu haksızlığı yapanlara dersini masada verelim dedim.
Faik Falay hem yaptığım duygusal açıklamalar, hem verdiğim karar, hem de bu kararı maçtan önce kendisine açıklamış olmam karşısında oldukça şaşırmıştı. Bir süre beni vazgeçirmeye çalıştı ama benim kararlılığımı görünce maç bitiminden sonra konuşmaya karar verdi ve maça çıktık.
İlk gün oynanan 4 devre sonucunda 27 imp gerideydik. Ertesi sabah erkenden kulübe gittim. Melih Özdil oradaydı ve TV odasında birilerine beni şikayet ediyordu. Nedeni benim 17 onör puanı 4333 elle 1SA açışına kontr atmamdı. Kendisi aynı elle kontr atmamış ve kontrat 2 batınca 100 sayı yazmıştı. Ben ise hem kotr atmış, hem de doğru atağı bularak kontratı 4 batırmıştım. 800 sayı ile birlikte gelen 12 imp Özdil'i oldukça sinirlendirmişti. Halbuki bilmediği birşey vardı : Biz Zorlu-Assael'e karşı oynuyorduk ve 1 SA açışı 14-17 puan gösteriyordu. Onun rakibi ise Falay-Ekinci idi ve onlar 16-18 sanzatu oynuyordu. Kendi attığım kontrdan ben de pek memnun değildim ama 14 puan ile açılmış olabilecek sanzatuya karşı kuvvetimi ilk turda göstermek bir mecburiyetti. Sanzatu açanda 16, karşısında ise 0 puan vardı. Bu olayın aslında en ilginç yanı Melih Özdil'in beni ve attığım kontru şikayet ettiği kişilerin hiç briç bilmeyen kulüp görevlileri olmasıydı (!).
Finalin ikinci günü tam bir sinir harbi şeklinde başladı. İlk devrenin başlarında bir elde, doğru atak ve doğru defans ile batırmak üzere olduğumuz zonda bir 3 SA kontratında son 4 lövede elimde kör 10,9, karo 10,9 varken yerden oynanan karoya kör 10'lu attım. Hemen farkedip geri almama karşın deklaran Melih Özdil "cezalı kart, cezalı kart" diye bağırarak elimdeki kartı kendi kendine yere açtı, ben de çaresiz kafamı salladım, zaten dünya başıma yıkılmıştı. O löveyi ortağım Süleyman Kolata aldı ve karoyu geri verdi. O sırada Melih Özdil "kör dön, kör dönmeni istiyorum" diye karosunu geri verdi. Süleyman Kolata ısrarla karoyu oynamaya çalışıyordu. Gerginlik bir anda tırmandı ve Süleyman Kolata direktör çağırdı. Direktör olarak masaya gelen Erdal Sidar karar veremeyeceğini, kulübün bulunduğu binanın üçüncü katında oturan Tuğrul Afşar'ı karar vermek üzere çağıracağını, beklerken oyuncuların masada oturmalarını söyleyip gitti.
15 dakika süren bu bekleme süreci masadaki gerginliği doruğa çıkarmıştı. Ata Aydın direktörün uyarısına rağmen yerinden kalkıp salonun içinde dolaşmaya başlayınca, ben de kendisini sert bir dille uyardım ve yerine oturmasını sağladım. Açık odada onlarca seyircinin önünde olmasa neredeyse kavga çıkacaktı. Artık tam bir psikolojik savaşın içindeydik. Bir süre sonra Tuğrul Afşar masaya geldi, benim ve ortağımın protestolarımıza rağmen ortağıma kör oynattı, kontrat oldu, karo oynayabilse batacaktı. Kural olarak haklı olan Melih Özdil, usulsüzlük yapıldığı sirada direktör çağırmamakla teknik olarak hata yapmıştı. Bugün hala direktör zamanında çağırılmadığı için cezanın uygulanamayacağını düşünüyorum. Sonuçta apel komitesine başvurduk, elin sonucu değişmedi ama rakip takım 3 imp ceza aldı. Keşke o apel komitesi toplantısında bir kamera olsaydı.
O devrenin geri kalan ellerinde tam bir çöküş yaşadık, genç ve tecrübesizdik, rakiplerimiz ise bizden defalarca daha tecrübeliydi. Bu nedenle yükselen gerginlik sonuçta onların işine yaradı. Fark iki katına çıktı. Son 3 devreye 53 imp geride girdik. Artık hiç hataya tahammülümüz olmadığı gibi, kazanmak için şansa da ihtiyacımız vardı. Diğer devrelere göre daha az hata yaptığımız 6. devrede 4 adet çok şanssız şlem eliyle 72 imp daha fark yedik ve maçı kaybettik.
O sene Killarney'de düzenlenen Avrupa Şampiyonası'na rakibimiz yarıfinalde elenen takımdan Nezih Kubaç'ı 6.oyuncu olarak dahil ederek gitti. 26 takımın katıldığı şampiyonada 14.sırada yer alan takımda tüm seçmeyi birlikte oynayan Ata Aydın ve Melih Özdil hiç ortak oynamadılar, hatta bildiğim kadarıyla bize karşı oynadıkları maç onların son ortaklıklarıydı. Son birkaç yılda briç camiasında yaşadığım birkaç tatsız olay, yukarıda anlattığım milli takım seçmesi ve askere gidişim birleşince briçten iyice soğudum ve 1997 yılına kadar bir daha hiç briç oynamadım.

Sevgiler,

Sami Cohen - samicohen@bricbank.com

1 Ocak 2003 tarihinden beri bu sayfayı ziyaret eden 1207. kişisiniz